François Pierre de La Varenne (1615–1678), modern Fransız mutfağının kurucu figürü olarak kabul edilir. 1651’de yayımladığı Le Cuisinier François (Fransız Aşçısı – “Lö Küzinyé Fransua” okuyun), Orta Çağ’ın baharat ağırlıklı mutfağından kopuşunu sağlayarak Fransız mutfak kültürünü “doğallık, rafinelik ve teknik disiplin” üzerine inşa eder. La Varenne’in tanımladığı roux (un–yağ karışımı – “Ru” okuyun) ve court-bouillon (kısa kaynatma suyu – “Kur Buyon” okuyun) bugün hala mutfak eğitimlerinde temel teknikler olarak öğretilmektedir. La Varenne’in yazdığı Le Cuisinier François kitabı gastronomi uzmanları tarafından modern mutfak anlayışının yazılı miladı olarak tanımlanır. Hatta gastronomi tarihçisi Alan Davidson, The Oxford Companion to Food adlı eserinde bu kitabı “modern mutfak geleneğinin yazılı başlangıç noktası” olarak tanımlar.

17. Yüzyıl Fransa’sında Yemek Kültürü

La Varenne’in ve çalışmalarının önemini tam anlayabilmek için öncelikle 17. yüzyıld Fransız mutfak ortamına bakmak gerekir. Fransa Kralı Louis XIII ve de özellikle Kral Louis XIV döneminde aristokrasi, sofraları yalnızca beslenme değil, aynı zamanda güç ve prestij gösterisi haline getirmişti. Yemek masaları, politik ve sosyal hiyerarşinin bir sahnesi olarak görülüyordu.

Orta Çağ boyunca hâkim olan baharat kullanımı (çoğunlukla karanfil, tarçın, muskat, zencefil) artık yerini otlara, tereyağına ve taze sebzelere bırakıyordu. Avrupa’daki tarım üretiminin çeşitlenmesiyle enginar, kuşkonmaz ve mantar gibi malzemeler mutfakta öne çıkmaya başladı. Bu dönüşüm, yemeklerin daha hafif, dengeli ve doğal bir lezzet profiline doğru yönelmesini sağladı.

Sofra düzeni de değişiyor, Service à la française (Fransız usulü servis – “Servis a la franse” okuyun) adı verilen yöntemle aynı anda onlarca tabak masaya olarak adlandırılan sistemde yemekler aynı anda masaya getirilir, görsel ihtişam ön plana çıkarılırdı. Yani aslında sofralar beslenmekten çok güç gösterisine ve “şova” dönüşürdü. Bununla birlikte haliyle mutfaklarda daha fazla organizasyon ve teknik planlama ihtiyacı ortaya çıktı. La Varenne kitabında bu ihtiyacı karşıladı ve yemekleri yalnızca tarif etmekle kalmadı, aynı zamanda sofraya hazırlanma ile düzenlenme biçimlerini de bilimsel bir yaklaşımla ele aldı.

La Varenne’in Hayatı ve Şeflik Kariyeri

François Pierre de La Varenne, 1615 yılında Fransa’da doğdu. Genç yaşta aristokrat çevrelerin mutfaklarında çalışmaya başladı. Özellikle Louis Chalon du Blé d’Uxelles (Fransız aristokrat bir aile, Bourgogne bölgesinde soylu bir hanedan) için görev yaptığı ile ünlüdür. Buradaki deneyimleri, onun 1651’de kaleme aldığı Le Cuisinier François’nin ilham kaynağı olmuştur.

La Varenne’in gastronomi tarihindeki önemini oluşturan sadece yemek pişirmek değil değil, bilgiyi yazıya aktaran ilk şeflerden biri olmasıdır. Varenne’den önce mutfak bilgisi ancak usta-çırak ilişkisiyle aktarılabiliyor fakat bu aktarımlar sözlü olarak kalıyor ve yazılı olarak tarihe geçmiyordu. La Varenne ise mutfağı yazıya geçirerek gastronomiyi bir “bilim dalı” haline getirdi.

1651’de yayımlanan kitabı, yalnızca Fransa’da değil, Avrupa’nın farklı bölgelerinde hızla benimsendi. 30 yıl içinde 30’dan fazla baskı yapıldı ve İngilizce, Almanca, İtalyanca gibi dillere çevrildi. Bu, Varenne’i Avrupa gastronomisinin ilk uluslararası şef-yazarlarından biri haline getirdi.

1678’de öldüğünde ardında yalnızca bir şeflik kariyeri değil, Avrupa mutfak tarihini değiştiren bir miras bıraktı. Varenne’in önemi bugün bile gastronomi ile ilgilenen herkes tarafından kabul edilmekte ve hatta pek çok gastronomi okulunda başlangıç dersi olarak konu edilmektedir (Bu arada Paris’in merkezi bir konumunda “Rue de Varenne” diye bir cadde var. Ben çok uzun yıllardır bu caddenin François Pierre de La Varenne’in anısına yapıldığını sanıyordum ancak bu yazıyı yazarken aslında bambaşka bir anlama geldiğini de öğrenmiş oldum).

Le Cuisinier François (1651): Modern Mutfağın İlk Kitabı

La Varenne’in en önemli eseri Le Cuisinier François, gastronomi literatüründe bir dönüm noktasıdır. Ondan önceki kitaplar, hala Orta Çağ alışkanlıklarını (baharat ağırlığı, sindirimi zor yemekler) sürdürüyor, mutfağı teknik bir disiplin olarak ele almıyor ve sadece tarif kitabı vasfıyla sınırlı kalıyordu. La Varenne ise ilk kez tarifleri doğal malzemeler, teknik yöntemler ve sistematik anlatım üzerine inşa etti. Bu, günümüzdeki gastronomi anlayışının bile temeli sayılan bir yeniliktir ve Fransız mutfağının en sofistike mutfaklardan biri olmasını sağlayan unsurlardan biridir.

Le Cuisinier François’nın Getirdiği Teknik Yenilikler

La Varenne’in kitabındaki en önemli özellik mutfak tekniklerini sistematik olarak tanımlamasıdır. Orta Çağ’da tarifler çoğunlukla deneyimle aktarılırken, Le Cuisinier François mutfağı bilimsel bir disiplin şeklinde yazılı kaynağa geçirilmiştir. Kitap ile gastronomiye getirilen teknik yenilikler aşağıdaki gibidir.

  • Roux (Un–yağ karışımı – “Ru” okuyun): Sos yapımının temelini oluşturur. Yazılı olarak ilk kez La Varenne tarafından Le Cuisinier François’da tanımlanmıştır.
  • Court-bouillon (Kısa kaynatma suyu – “Kur Buyon” okuyun): Balık ve sebzelerin aromatik sıvıda haşlanması sistematik tarif haline getirildi. Bu da ilk kez yazılı olarak bu kitapte yer almıştır ve bu, kitabın tariflerden çok tekniklere odaklandığını gösteren önemli konulardan biridir.
  • Şarap ve sirke: Önceden rastgele kullanılan bu malzemeler, artık pişirme tekniğinin merkezine alındı. Kullanımı belirli standartlara ve tekniklere bağlanarak anlatıldı.
  • Soslar: Baharat bazlı sosların yerini tereyağı ve ot bazlı hafif soslar aldı.

La Varenne’in Malzeme Devrimi

La Varenne yalnızca teknik devrim değil, malzeme kullanımında da devrim yaptı. Orta Çağ’ın baharat merkezli mutfağına karşılık, onun kitabı tereyağı, sebze ve taze otları merkeze aldı.

  • Tereyağı: Domuz yağı yerine mutfağın ana yağı oldu.
  • Sebzeler: Enginar, kuşkonmaz ve mantar mutfakta çok daha fazla kullanılır oldu.
  • Otlar: Frenk soğanı (chive) ve maydanoz gibi taze otlar ilk kez sistematik olarak tariflere girdi.
  • Proteinler: Et, balık ve kümes hayvanlarının pişirilmesi bilimsel açıklamalara bağlandı.

Tatlılar ve Dondurma

Kitap yalnızca yemeklerle değil, tatlılarla da yenilik getirdi. La Varenne, Avrupa mutfak tarihinde bilinen ilk dondurma (Glace – “Glas” okuyun) tariflerinden birini yazıya geçirdi. Bu şekilde ayrıca hem şekerin hem de soğutma tekniklerinin aristokrat mutfaklarda kullanılmaya başladığı yazılı tarihe geçmiştir.

La Varenne’in Getirdiği İlkler

La Varenne’in mirası, mutfakta birçok “ilk” ile somutlaşır. Bu ilkler, sonraki yüzyıllarda Fransız mutfağının temel taşları olmuştur.

  • İlk yazılı roux tarifi
  • İlk sistematik court-bouillon tarifi
  • Avrupa’da bilinen ilk dondurma tariflerinden biri
  • Sebzelerin mutfakta sistematik kullanımı
  • Şarap soslarının ilk tanımları

La Varenne’in Etkilediği Şefler ve Akımlar

La Varenne’in etkisi yalnızca kendi dönemiyle sınırlı kalmadı. Çizgisi, Marie-Antoine Carême ile Haute Cuisine’e, ardından Auguste Escoffier ile modern mutfak organizasyonuna uzandı. Mirası yüzyıllar boyunca devam etti, her dönemin şefleri La Varenne’in attığı temellerin üzerine binanın katlarını çıkartmaya devam etti. “Fransız gastronomi binasını” La Varenne’in temelleri üzerine inşa eden şefler aşağıdaki gibidir.

  • Marie-Antoine Carême (1784–1833): Carême, La Varenne’in sos ve teknik sistematiğini alıp “Haute Cuisine” (Yüksek Mutfak – “Ot Küzin” okuyun) ile kurumsallaştırdı. Tanımladığı roux kavramı, Carême’in “ana soslar - mother sauces” (espagnole, velouté, béchamel, allemande) sınıflandırmasının temelini oluşturdu. Daha detaylı bilgi için Marie-Antoine Carême sayfasını inceleyebilirsiniz.
  • Auguste Escoffier (1846–1935): La Varenne’in disiplin anlayışını “brigade de cuisine” (Mutfak tugayı sistemi – “Brigad dö Küzin” okuyun) modeliyle mutfak organizasyonuna taşıdı. Günümüz restoran mutfakları hala bu sistemin üzerine kuruludur. Auguste Escoffier ile ilgili detaylı bilgi ilgili sayfada verilmiştir.
  • İtalya: Şef Bartolomeo Stefani: Mantova Dükü Carlo II Gonzaga’ya hizmet etmiş, 1662’de yayımladığı L’Arte di Ben Cucinare (İyi Yemek Pişirme Sanatı – “LArte di Ben Kuçinare” okuyun) ile İtalyan aristokrat mutfağını yazılı hale getiren ilk şeflerden biridir. Stefani, La Varenne’in açtığı yolu İtalya’da paralel biçimde geliştirmiştir.
  • Modern akımlar: 20. yüzyılda Şef Paul Bocuse öncülüğünde Nouvelle Cuisine (Nuvél Küzin), La Varenne’in doğallık anlayışını yeniden yorumladı.

La Varenne’in Günümüzdeki İzleri

François Pierre de La Varenne’in etkisi yalnızca 17. yüzyıl ile sınırlı değildir; modern gastronomi eğitimi ve mutfak kültürü omurgası La Varenne’in açtığı yoldan ilerlemeye devam etmektedir. Bugün dünyanın önde gelen, Le Cordon Bleu (“Lö Kordon Blö” okuyun), Institut Paul Bocuse (“Enstitü Pol Bokuze” okuyun) ve Ferrandi Paris (“Ferandi Pariz” okuyun) gibi gastronomi okullarında ilk öğretilen teknikler arasında La Varenne’in sistemleştirdiği yöntemler yer alır. Öğrenciler mutfak eğitimine başladığında, sosların temeli olan roux ile başlar, sebze pişirme tekniklerinde court-bouillon’u öğrenir.

Hem UNESCO Somut Olmayan Küresel Miras listesinde yer alan Fransız Mutfağı, hem günümüzdeki modern şeflerin işleri La Varenne sayesinde olmuştur. Fransız mutfağının küresel bir referans noktası haline gelmesi La Varenne’in attığı temelleri geliştiren ve sürekli gelişimi sağlayan şefler sayesinde olmuştur. Yani temellerini La Varenne atmış ancak sürdürülebilir bir şekilde takip eden şefler de kendisinin yaptıklarının üzerine ilaveler yaparak devam etmiştir. Tüm bunlar La Varenne’in gastoronomi tarihinin ve biliminin “kurucu yazarlarından biri” olduğunu göstermektedir.

Yazar Hakkında

avatar
simithavyar

Simit & Havyar Ekibi

Çağada Eroğlu Kırım (d.1987, Bursa) yatırımcı, iş insanı ve seri girişimcidir. Lisans eğitimini Koç Üniversitesi İşletme Bölümü ile tamamlayan Kırım, Londra City Üniversitesi'nde enerji piyasaları üzerine yüksek lisans yapmıştır. Kırım, yüksek lisans eğitiminin devam ettiği süreçte bir dönem Amerika Birleşik Devletleri’nin California eyaletinin Los Angeles kentinde bulunan UCLA’da (University of California, Los Angeles) da eğitim almıştır.

Yorum Bırak